İlyas ve Behzat'ın koğuşlarının değiştirilmesi, aralarındaki hasımlığın son bulmasını sağlamaz. Façalılar da İlyas'ın içerideki dostları da reislerinin başına gelebilecekleri bildikleri halde harekete geçmek için doğru zamanı beklerler. Düşmanının ölüm haberini almadan öfkesi dinmeyecek olan İlyas ve Behzat'ın, bu saatten sonra içeriden sağ çıkabilmek için bir mucizeye ihtiyaçları vardır.
Kardeşlerinin savaşına mani olamayan Hızır ve Haşmet, bir yandan içeriden kötü bir haber almamak adına dua ederken diğer yandan herhangi bir kaybın ardından yaşanacakların hesabını yaparlar. Haşmet, Hızır'ın gücünün farkında olduğundan tekrar karşı karşıya gelmek istemez. Aralarındaki hasımlığın son bulması için ayağına gelen bir fırsatı da kaçırmayacaktır.
Çocuk denecek yaşta girdiği yeraltı dünyasının tepesine doğru tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikayesi anlatılmaktadır. Yeraltı dünyasına giren her adam haksızlıklara başkaldırmaya yemin eder. Güçlenip zenginleştikçe kendisi bu haksızlıkların kaynağı olur…
Hızır Çakırbeyli sevda adamıdır… Sevmekten hiç kaçmaz… Sevilmeyi de pek sever…
Kardeşini, oğlunu, yeğeninin ve ailesinin diğer fertlerini de canından aziz tutar, onlar için fedakar bir "baba"dır… Vefakar bir dosttur… Vazgeçilmez bir ağabeydir. Adil ve cömert bir reistir…
Bu özellikleri onun sonu olacak yerde Hızır'ı yeraltı dünyasında da yüceltir… Sözüne güvenilir, daima iş yapılır bir adam haline gelmişken devletin radarına takılır… Devlet kontrol etmek istediği gayri meşru faaliyetleri yürütmek için ondan iyi bir aday olmadığını düşünür… Bu Çakır'a en büyük olma teklifidir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder